Bismillahirrahmanirrahim
Meded Ya Resulullah
Destur Ya Ali, Destur Ya Mehdi, Destur Ya Rical’el Gayb
Himmet Ya İsa Ruhullah as.
Hakkı apaçık ve dosdoğru kılan Allah’a şükürler olsun. Müminleri kardeş kılan, yeryüzünde şeref kisvesiyle dolaştıran Allah, tüm noksanlardan münezzehtir. O el Mümindir. Biz O’nun sıfatına bulanır, apaçık olan hakka yüzümüzü döneriz. O yüzden Rabbine itaat eden her müminin basireti açıktır. Cahil dahi olsa ariftir, hakkı ve gerçeği apaçık görür.
Bu yüzdendir ki, ellerimiz- ayaklarımız bağlı bir şekilde, ekran karşısında bize kendi istediklerinin yansımasını izletiyor olsalar da, gönlümüz gerçeği sezer ve bilir. Yeter ki gönül sesini dinleyebilecek kadar dünyanın karmaşasından uzak durabilelim.
Yahudilerin haddi zorlayan zorbalıkları ve insanlıktan çıkmış vahşetini gördükçe, gönlümüz en derinden yaralandı. Ruhumuz zedelendi. Bu kontrolsüz bilgi akışında ne yapacağımızı şaşırdık, ne tepki vereceğimizi bilemedik.
Ama onlar biliyor.
Yüzyıllardır psiko-sosyal verilerimizi analiz etmekteler. Türk halkının tepkilerini çok iyi anlamış durumdalar. Tıkır tıkır işleyen planlarında, bizi nasıl manipüle edebileceklerini de çok iyi biliyorlar.
Bekledikleri tepkiyi alamadıklarında, istedikleri sonuca ulaşmak için kitleleri yönlendirme görevini de bizim kendi elimizle yapıyorlar.
Bugün Türkiye'de, iletişim fakültelerinde temel olarak öğretilen kuramlar, batılıların belirlediği ideolojileri dayatma eğilimindedir. Medya sektöründe kariyer yapmayı hedefleyen gençler, bu ideolojilere ve kuramlara uygun olarak yetiştirilirler. Mezun olduktan sonra, büyük medya şirketlerinde iş bulma yarışına giren gençler, hangi şirket tarafından kabul edilirse orada çalışmaya başlarlar. İş arayışlarında herhangi bir ideoloji ya da söyleme uygun hareket eden bir şirketi özgürce seçme lüksleri yoktur; aksi halde işsiz kalabilirler. Durum böyle olunca da bu vatanın evlatları, kendi toplumlarına yalan söylemelerine zorlayan bir mekanizma içinde, eğitildikleri ideolojiye uygun ve çalıştıkları patronlarının istekleri doğrultusunda haberler hazırlarlar. Bu haberler ise, Dünyayı yönetenlerin, kitleleri etkileme potansiyeline sahip güçlü bir silahıdır; taş atıp da kolları yorulmaz yani. Kurdukları sistem kendini düzenler.
Kitleleri istediklerini yaptırmaya yönelik kullanılan en şeytani teorilerden biri, suskunluk sarmalıdır. Bu kavram, insanların kendi düşüncelerini ifade etmek yerine, toplumun beklentilerine uyma isteğinden kaynaklanan güçlü bir psikolojik baskıdır. Manipülasyon sağlandığında güçlü bir silaha dönüşür. Toplumların genel görüşünü yönetmek, onların desteklerini ucuz ve zahmetsiz bir yolla elde etmektir.
İsrail’in bu katliamı kendi mağduriyetine dönüştürmesi, işte bu teorinin pratikte kullanımıyla gerçekleşiyor. Hitler’den bu yana, ulusal arenada, yaptırımı güçlü bir koz olarak kullandığı “ Yahudi soykırımı” kartını öne çıkararak, sözde Hamas’ın kaçırdığı vatandaşlarının çığırtkanlığını yapıyorlar. İngiltere ve Amerika himayesinde, bu söylemlerini, tüm insanlara dikte ettirecek gücü buluyorlar.
Suskunluk sarmalı, içlerinden birinin “ bu şekilde olmamalı” diyerek fikir beyan etmesiyle kırılır. Böylece baskı altında sessiz kalanlar, ikinci bir pencere açıldığında, yeni görüşü kabul etmek için daha açık hale gelebilirler. Şuan bu savaşta Türkiye, durumu farklı bakış açısıyla ele almak için çaba gösteriyor ve suskunluk sarmalını kırmada önemli bir rol üstleniyor.
Bir de bu olaya tamamen farklı bir perspektiften bakmanızı istiyorum. Savaşla ilgili tüm belgelere, bilgilere ve tepkilere erişebildiğimiz, ana akım medyanın dışındaki tek mecra X (daha önceki adıyla Twitter). Peki neden? Son günlerde AB, Elon Musk'a açık bir mektup göndererek, X platformunda paylaşım sınırlaması getirilmesi ve dezenformasyon ile mücadele edilmesi gerekliliği konusunda açık bir uyarıda bulundu. Elon Musk bu ihtar mektubuyla dalga geçmek dışında hiçbir girişimde bulunmadı. Peki neden?
Elon Musk’ın hesabına baktığımızda sabitlenmiş bir cümle görüyoruz; “ X insanlığın kolektif bilincini temsil eder”
Kolektif bilinç kavramı felsefede farklı yankılar bulsa da, dikkat çeken en önemli ortak nokta; Kolektif bilincin kültürel normlar, din ve değerlerle yoğrularak insanların dünya görüşünü ve davranışını belirlemesidir. Anlatılmak istenilen şey, (manevi boyutta da bu şekildedir) insan ruhlarının dijital bir platforma sıkıştırılıp, karmaşık bir yapı içinde harmanlanması ve etkili bir yönlendirmeyle ortak bir frekansa ayarlanmasıdır. Bu dünya genelinde kitlesel bir kontrol sağlar. Eski yöntemlerden daha etkili bir yoldur. X’de programlanan kollektif bilince sahip insanlar, diğer tüm platformlara da aynı şekilde davranış sergileyecektir. Bu da Elon Musk’ı kendi deyimiyle “tanrı” rolüne sokar! (Haşa)
Aslında uzaktan bakıldığında aynı savaşın her boyutta ve katmanda farklılaştığını açık ve net bir şekilde görebiliyoruz. En altta Filistinlilerin cansız bedenleri, üstünde Hamas ve İsrail’in kavgası, onun üstünde Amerika, İngiltere ve daha pek çok ülkenin Ortadoğu petrollerinden pay almak istemesi, onun üstünde İsrail’in gerçekleştirmek istediği Büyük İsrail projesi, onun üstünde Müslüman- Kafir savaşı, onun üstünde Yahudi- Hristiyan savaşı, onun üstünde Amerika- Rus savaşı, onun üstünde AB’nin hayatta kalma savaşı, onun üstünde insanoğlu ile deccalin savaşı.. Her katman farklı, her katman bambaşka, her katmandaki savaş birbirine bağlı. Tüm bu koca yükün Filistinli bebeklerin cansız bedenleri üstüne binmesi, üzerlerine atılan füzeden çok daha ağır bir ceza değil mi? Tablonun tamamını görmek için birkaç adım geriye gittiğimizde dehşet içinde kalıyoruz. İşte bu yüzden, Mehdi a.s’ın zuhuratını bekliyoruz. O’nun tek bir tekbiri ile tüm katmanların çözüleceği ve savaşın tek bir isim alacağı zamanı bekliyoruz; Hak ile Batılın savaşı. Tek isimde birleştiğinde, saflar belli olduğunda hiçbir acıya yer kalmayacak. Hak ve batılın tarafları ne feda edeceğini veya ne için savaşmakta olduğunu açık bir şekilde bilecekler. Bu netlik tüm insanları harekete geçirebilecek.
Bu yazının tek bir konu üzerine yoğunlaşmasını istiyordum aslında. Fakat tablo o kadar geniş ve ayrıntılı ki, açıklamak istediğim pek çok nokta var. Bu yüzden Filistin İsrail savaşı yazımı bölüm bölüm yayınlayacağım. Bu yazının ikinci bölümünde Yahudilerin Deccali ve Mesihini anlatacağım.
NY
Commentaires